Bir Şahsiyet Formatlaması: Nasuh Tövbesi
Samimi bir pişmanlığın adıdır tövbe, kalbin derinliklerinde
esen nedamet rüzgârı. Herkesin rahatça yüzdüğü soğuk hayat denizinde yanmaktır,
bir kulaç daha atmaya mecal aramaktır. Bazen kırılan orağa bağlanan çaput,
bazen yanan yaraya sürülen merhemdir tövbe. Kanayan kalbe şifa bir şerbettir,
ölüme ramak kala hayata bulunan mecaldir. Altında ezildiğin günahlarla
yüzleşmektir. Geçmişin üzerini kalın bir perde ile örtmektir. Temiz bir
geleceğe ant içmektir. Vicdanı saran huzur atmosferidir tövbe. Nefsi yüzü üstü
yakalama operasyonu ve benliği hayat masasında sigaya çekme ameliyesidir. İhmal
edilen ibadetlere bir özürdür. Yürümeyi zorlaştıran prangalardan kurtulmaktır.
Hayatın sıktığı boyun bağını gevşetmenin, yanan kor zerine bir avuç su
serpmenin adıdır tövbe. Bir meczubun dediği gibi; kalp havanında tevhit tokmağı
ile dövülüp, insaf eleğinden geçirilip, gözyaşı ile yoğrulduktan sonra aşk
fırınında pişirilen şeydir tövbe.
***
Büyük mutasavvıf Beyazıd-ı Bestami Hazretleri bir gün
tımarhanenin önünden geçiyordu. Tımarhane hizmetçisinin tokmakla bir şeyler
dövdüğünü görüp:
-
Ne yapıyorsun? diye sordu.
Hizmetçi:
-
Burası tımarhanedir.
Delilere ilaç yapıyorum, dedi.
Beyazıd-ı Bestami Hazretleri:
-
Benim hastalığıma da bir
ilaç tavsiye eder misin? dedi.
Hizmetçi hastalığının ne olduğunu sordu. Beyzad-ı Bestami
Hazretleri:
-
Benim hastalığım, günah
hastalığı… Çok günah işliyorum, dedi.
Hizmetçi:
-
Ben günah hastalığından
anlamam… Ben delilere ilaç hazırlıyorum, diye cevap verdi.
Tam bu sırada tımarhane parmaklığının arasından
konuşulanları duyan bir deli, Beyazıd-ı Bestami Hazretlerine:
-
Gel dede, gel. Senin
hastalığının çaresini ben söyleyeyim, diye seslendi.
Beyazıd-ı Bestami Hazretleri delinin yanına sokularak:
-
Söyle bakalım, benim
derdime çare nedir? dedi.
Meczup şu ilacı tavsiye etti:
-
Tövbe kökü ile istiğfar
yaprağını karıştır… Kalp havanında tevhit tokmağı ile döv, insaf eleğinden
geçir, gözyaşıyla yoğur, aşk fırınında pişir… Akşam-sabah bol miktarda ye… O
zaman göreceksin senin hastalığından eser kalmaz, dedi.
Bu ilacı öğrenen Beyazıd-ı
Bestami hazretleri:
-
Hey gidi dünya hey! Demek,
seni de deli diye buraya getirmişler, deyip oradan ayrıldı.
Meczup günahlara deva tövbe
ilacını ne güzel tarif etmiş. İnsanoğlunun mayası değişmedikçe değişmeyecek,
eskimeyecek bir tarif… Emellerin ve içi boş hayallerin, sonu gelmez isteklerin
ve doymak bilmez nefsin çürüttüğü kalbi onaracak, yeniden yapılandırmaya vesile
olacak bir tarif… Bir şahsiyet formatlamasının tarifi, tövbe-i istiğfarın,
tövbe-i nasuhanın tarifi…
***
Meşhur âlimlerimizden İmam-ı Nevevi, Riyazü’s Salihin adlı
hadis derlemesinde tövbe için şunları söyler;
‘’ Âlimler günahın her çeşidinden tövbe etmek gerekir’’
demişlerdir. Eğer günah, kul ile Allah arasında olup kul haklarıyla ilgili
değilse, bu günahtan tövbenin üç şartı vardır:
Birincisi; günahtan tamamen uzaklaşmaktır.
İkicisi; bu günahı işlediğine pişmanlık duymaktır.
Üçüncüsü ise; bir daha bu tövbeden dönmemeye kesin karar
vermektir.
Bu üç şarttan bir tanesi bulunmazsa kişinin tövbesi kabul
olmaz. Eğer günah kul hakkı ile ilgili olursa, ilk üç şartla birlikte, hak
sahibinden helallik almak da gerekir. Eğer bu hak mal ve benzeri bir şey ise
sahibine geri verilir.
İmam-ı Nevevi’nin Hazretlerinin söylemiş olduğu şartlar
nasuh tövbesinin şartlarıdır aynı zamanda. Nasuh tövbesi pişman olunan günaha
ebediyen yüz çevirmektir. Bir daha o günahı işlememeye ant içmektir. Kalbi o
günahtan arındırdıktan sonra bir daha o günaha bulaşmamadır adıdır tövbe-i
nasuha.
Yorumlar
Yorum Gönder